Günümüzde İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes antik kentine yaklaşık dokuz kilometre uzaklıkta, Bülbül Dağı’nda bulunan Meryem Ana Evi’nin Milattan Sonra 4. yüzyılda yapıldığı ve 13. yüzyılda onarım gördüğü bilinmektedir.
Meryem’in ölüm yeri ile ilgili olarak farklı görüşler bulunmaktadır. Bunların başında Kudüs gelir. Diğer bir yer de Efes’tir. Meryem’in Efes’te öldüğüne dair efsane şöyledir: Hz.İsa, yakalanıp çarmıha gerilmeden kısa bir süre önce annesini, arkadaşı ve havarisi olan Yahya’ya teslim etmiş, Yahya da Hz.İsa’nın çarmıha gerilişinden sonra Meryem’in Kudüs’te kalmasının tehlikeli olacağını düşünerek onu yanına alıp Efes’e getirmiştir. Anlatılanlara göre Yahya, Meryem’i putperestlerin yaşadığı Efes’te bırakmak yerine, Bülbül Dağı eteklerinde sık ağaçlarla kaplı bir yerde yaptığı kulübede saklamıştır. Yine efsaneye göre Hz. Meryem burada ölmüş ve Yahya, Meryem’i bu dağda kendisinden başka hiç kimsenin bilmediği bir yere gömmüştür.
Meryem Ana’nın öldüğü yerin tespiti konusunda, kötürüm olan Alman rahibe Anne Catharine Emmerich’in gördüğü hayaller önemli rol oynamıştır. Türkiye’ye hiç gelmeyen Emmerich’in bazı ayrıntıları da vererek Meryem Ana’nın öldüğü yerin Efes olduğunu belirtmesi üzerine Hristiyan din adamlarının Efes çevresinde yaptığı araştırmalar sonucunda Meryem Ana Evi bulunmuştur. 19. yüzyılın sonlarından itibaren Meryem Ana’nın öldüğü ev olarak bilinen ve geçen yüzyılda restorasyon geçiren yapı, papalık tarafından 1967 yılında Hristiyanlığın kutsal bir yeri olarak ilan edilmiştir. Burada Meryem Ana’nın ölüm tarihi olarak kabul edilen 15 Ağustos’ta ayin yapılır ve gelen Hristiyanlar hacı olur.